Fizyolojik, Basit Over Kistleri: Fonksiyonel Follikül Kistleri, Corpus Luteum Kistleri ve Tedavisi

33

Fizyolojik, Basit Over Kistleri ve Tedavisi

I – Overin (Yumurtalığın) Fonksiyonel Follikül Kistleri

Follikül Kisti Nedir? Ne Gibi Belirtilere Neden Olur?

Normal bir overde (yumurtalıkta) en sık rastlanılan kistik yapılardır. Büyüklükleri 2-3 cm.’den 15 cm.’e kadar çıkabilir. Tek bir kist olabileceği gibi birden çok kistik yapı görülebilir. Nadiren çocukluk döneminde, özellikle ergenlik başlangıcına doğru kız çocuğunun ilerlediği, 7-9 yaş arasında, bazende menopozadaki kadınlarda görülebilir. Ancak esas olarak adet gören genç kadınlarda rastlanır ve normal fizyolojik süreçte ortaya çıkan problemler nedeniyle geliştikleri düşünülür. Örneğin; kadının ovülasyon (yumurtlaması) sürecinde follikülün yırtılıp ovumun atılması sırasında yumurtalığın etrafındaki düz kaslar kasılır ve follikülü sıkıştırarak yırtılması ve ovumu (yumurtayı) atması sağlanır. Şayet tam adet ortasında prostoglandin sentez inhibitörleri olarak adlandırılan ve sık kullanılan apranax, brufen gibi ilaçlar alınırsa bir grup kadında bu kaslar kasılamaz ve yumurta atılamaz. Böylece hormonal açıdan aktif kistik bir yapı oluşur. Bu yapı hormonda salgıladığı için adet düzensizliklerine sebep olur, kanamada artış yapabilir.

Nasıl Tanı Konulur?

Muayenede jinekoloğun eline ince cidarlı olarak gelir, hatta muayenede patlayabilir. Bu nedenle jinekolog muayene sırasında dikkat etmelidir. Patlaması sorun yaratmaz, kısa süreli karında ağrı ve hassasiyet ortaya çıkar.

En kolay tanı yöntemi ultrasonografidir. Vaginal ultrasonda genellikle tek, hipoekojen (yani içi siyah, sıvı dolu) görünen duvarı ince (3 mm.’nin altında), septa dediğimiz ara bölmelerden içermeyen, sert veya yüzeyinde çıkıntı yapan sert bölgeler barındırmayan kistlerdir. Şayet içeriği ile ilgili şüphe varsa daha ileri yöntemler olarak bilgisayarlı tomograf veya magnetik rezonans (MR) çekilebilir. Özellikle menopozdaki bir hastada kist 5 cm.’in üzerindeyse bu yöntemler devreye daha erken dönemde sokulabilir.

Laboratuvar yöntemi olarak izlem sırasında CA-125 kullanılabilir. CA-125 bir tümör belirtecidir ve tanıdan çok yumurtalık kanserlerinde hastayı izlemede başarılıdır. Sorun, CA 125’in adet sırasında, kadının myomu varsa, tüplerinde iltahabı varsa veya karın içi tüberküloz durumunda yükselmesidir. Özellikle karın içi tüberkülozda anormal değerlere çıkar ve yumurtalık kanseriyle kolayca karışır. Follikül kistinin tanısı için değil ama özellikle postmenopozal kadınlardaki basit kistlerde veya uzun süre sebat eden kistlerde istenebilir.

Aşağıda  tanısal amaçlı laparoskopi  (infertil ve tüpleri tıkalı hasta) sırasında rastlantısal olarak saptanan follikül kistini görüyorsunuz. Duvarlarının ne kadar ince ve ne kadar kolay patlayabildiğini izleyebilirsiniz.

  

Tedavi

Öncelik asla ameliyat değildir. Zira 2-3 ay içinde önemli bölümü kendiliğinden geçer. Yapılan bir çalışmada 927 üreme çağında ve 377 menopozdaki kadında saptanan ve basit yumurtalık kisti olarak değerlendirilen hastaların sadece %1’inde habis oluşum saptanmıştır. Habis olan kistlerin hepsi 7.5 cm.’den büyük kistlerdir.

Kendi kliniğimizde kadın üreme çağında ise (menopozda değilse), kistin büyüklüğü 8-10 cm.’den küçükse, hastayı 3 aylık aralarla izliyoruz. İlk 3 ayın sonunda kist sebat ediyorsa CA125 bakıp (hasta adetli değilken!!) izleme devam ederiz. 6. ayda kist büyümüyorsa, içeriği aynı ise izleme hastaya doğum kontrol hapı vererek devam ediyoruz. Büyüklüğü aynı kaldığı sürece 1 yıla kadar hastayı izleyebiliriz. Burada hastanın kararı da son derece önemlidir.Karar, daima hastaya tüm  verilerden anlatılarak beraberce verilir. Doğum kontrol haplarının bu kistleri geçirdiğini söyleyen yayınlar olsa da kanıta dayalı tıp açısından önemli ve iyi akademik çalışmalar bu hapları kullanıp kullanmamanın önemi olmadığını saptamışlardır.  Postmenopozal kadında ise 5 cm. altındaysa kist beklenebilir. En fazla 6. aya kadar beklenir ve hasta beklenmesini ameliyata başvurulmamasını istiyorsa MR çektirmek şarttır.

Bu kistler nedeniyle üreme çağındaki kadınların yumurtalıkları ASLA ALINMAMALIDIR!  

II- Yumurtalığın “Corpus Luteum” Kistleri

Corpus luteum kistleri fonksiyonel follikül kistlerinden daha az görülseler de klinik anlamda çok daha önemlidirler. Yumurtlama olduktan sonra geriye kalan yırtılmış follikülden corpus luteum oluşur ve “progesteron” hormonunu bu yapı salgılamaya başlar. (Lütfen okumadıysanız “basit fizyoloji” bölümünü OKUYUN!)

Gebelik varsa, gebeliğin devamı için şart olan progesteron hormonunun 10. gebelik haftasına kadar salgılanması için corpus luteum varlığını sürdürür. Gebelik yoksa corpus luteum bir süre varlığını sürdürüp progesteron salgılar ve sonra geriler.

Önemli nokta progesteron salgılayabilmek için corpus luteumun kanlanması çok artar zira progesteron sentezlemek için dolaşımdan bazı maddeleri almalıdır. Ama oluşan kan damarı sayısı çok artmış bu kistik yapı (=corpus luteum) yırtılırsa karın içine şiddetli kanama meydana gelebilir! Her yıl jinekoloji kliniklerine bu bu kistlerin yırtılması ile batın içine şiddetli kanması olan özellikle genç kızlık döneminde bir çok hasta başvurur. Bu tablo “corpus luteum hemorajicum” olarak adlandırılır.

Tedavi hastanın klinik tablosuna göre şekillendirilir. Kan tablosu stabilse ve hastanın kan değerleri düşmüyorsa karın içinde çok kanama olsa da ameliyat gerekmeyebilir. Bazı durumlarda ise laparoskopik girişim idealdir. Hem kanama durdurulur hemde batın içi temizlenir.

20 Temmuz 2012 tarihinde Süleyman Engin Akhan tarafından yayınlanmış ve 22 Ekim 2020 tarihinde de son güncelleme yapılmıştır.