Endometrium dokusunun yüksek oranda östrojene maruz kalması sonucunda hemen rahim kanseri gelişmez. Östrojen kadın vücudu için daima eksitatördür. Anlayacağınız hücre bazında uyarıcıdır. Aşırı hücre çoğalmasına sebep olur. Bu aşırı aktivite onkojenik süreci tetikleyebilir. Sonuçta zaman içinde endometrium kanserine sebep olabilecek öncül lezyonlar ortaya çıkar. Bu lezyonlara “ENDOMETRİAL HİPERPLAZİ” adı verilir. Endometrial hiperplazilerin kansere dönüşme olasılıklarını aşağıda tabloda görüyorsunuz. Bir noktayı sanırım vurgulamakta fayda var. Bu lezyonlar asla kanser değildir. Belli bir süreç sonunda kansere dönüşebilirler. Diğer tarfatan “Atipik endometrial hiperplazi” dışında kanser olma olasılıklarıda son derece düşüktür.
Bazı durumlarda endometrial hiperplazinin ortaya çıkma olasılığı artar. Bu klinik tabloların hepsi yüksek östrojen ile beraber seyreden durumlardır:
1. Östrojen salgılayan yumurtalık tümörleri: Granüloza hücreli tümör, yumurtalığın tekoma tümörü (iyi huylu olmasına rağmen östrojen salgılar)
2.Polikistik over sendromu: özellikle genç hastalarda ortaya çıkan endometrial hiperplazilerde sıklıkla tabloya neden olan problemdir. Bu hastalar insülin direnci yüksek buna bağlı olarak sıklıkla obez kadınlardır. Yağ dokusu kadın için sadece yağ dokusu değildir. Kadının yağ dokusu ciltteki aromataz enzimi ile östrojene dönüşür ve endometriumdaki hiperplazi sonrada kanser riskini arttırır. Bu nedenle obezlerde rahim kanseri riski artmıştır.
3. Adrenokortikal sendrom adı verilen klinik tablo.
Tedaviye sonra değineceğiz ama atipisiz olanlarda tedavi konservatif yollarla yapılabilir. Ama atipik hiperplazilerde agresif tedavi şarttır. Hastanın çocuğu yoksa veya çocuk isteği varsa bu durumda özel bazı tedavi seçenekleri sunulabilir.
2 Eylül 2012 tarihinde Süleyman Engin Akhan tarafından yayınlanmış ve 10 Şubat 2017 tarihinde de son güncelleme yapılmıştır.
