İnfertilite (Kısırlık) İlaçları Meme ve Jinekolojik Kanser Riskini Arttırmıyor.

18

Klomifen ve diğer infertilite ilaçları ile kanser riski arasındaki ilişkiyi inceleyen yeni ve son derece geniş bir araştırmanın ilk sonuçları yayınlandı. Ben de çok merak edilen bu konuyu paylaşmak istedim.

“Kısırlık” kelimesinden oldum olası nefret etmişimdir. Dolayısıyla yazının devamında infertilite kelimesini kullanacağım. Özellikle menopoza yaklaşan ya da menopoza giren çocukları olan ya da olmayan ama bir şekilde gebe kalamamış ve infertilite tedavisi için farklı ilaçlar kullanmış hastalarımın hep sorduğu soru; “Bu ilaçlar kanser yapıyor mu?” olmuştur.

Hele sorun meme kanseri olduğunda problem daha büyük oluyor. Annesi ya da ablası meme kanseri olan ve infertilite ilaçları kullanan hastaların en büyük korkusu zaten yakın akrabaları nedeniyle belli oranda artmış olan meme kanseri risklerinin bu ilaçlar nedeniyle katlanarak artmasıdır.

Peki neden bu soru sürekli ortalıkta dolaşıyor? Neden infertilite ilaçlarının meme ve jinekolojik kanser riskini arttırma ihtimali var?

 

Meme ve rahim kanseri açısından olayın fizyolopatolojik temeli aslında kolay anlaşılır bir söyleme dayanıyor. Bu ilaçların tamamı yumurtlamayı arttırıcı ilaçlar. Normalde her adet döngüsünde 1 ya da 2 yumurta atılmasına rağmen bu ilaçlar çok daha fazla yumurta oluşmasına, bu durum ise östrojen hormonunda aşırı yüksekliğe neden oluyor. Meme kanseri ve rahim kanseri ise östrojen hormonuna bağımlı kanserler. Östrojen düzeyi arttıkça meme ve rahim kanseri riski artıyor.

Yumurtalık kanserinde ise öteden beri savunulan bir tümör gelişim teorisi var: Her yumurtlamada kadının yumurtalığının üzerinde bir “hasar” meydana geldiği ve bu hasarlı bölgeden yumurtalık kanseri geliştiği ileri sürüldü yıllarca. Bu ilaçları kullanan kadınlarda yumurtlama sayısının artması hasarlı bölge sayısını arttıracağı için kanser riskini de arttıracaktır savı çokça dillendirildi. Hatta bir ara büyük bir çalışma yayınlandı ve riskin arttığı savunuldu ama sonraları araştırmayı yapanlar geri adım attılar.

Diğer taraftan yumurtalık kanserinin gelişim biyolojisi ile ilgili “over yüzeyinde hasarlanma” teorisi 2008 yılı sonrası yerini farklı bir teoriye bıraktı yavaş yavaş ama hala bu hasarın da etkili olduğuna dair inanış tümör biyolojisi ile ilgilenenlerin ortak görüşü.

Bugün net olarak biliniyor ki; Doğum kontrol hapı kullananlarda yumurtalık kanseri riski 5 kat azalıyor. Doğum kontrol hapları yumurtlamayı baskıladığı için yüzeyde hasar oluşmuyor ve bu durum riski azaltıyor. Anlayacağınız patologların öne sürdüğü yeni teori güçlü olsa da, doğum kontrol haplarının riski azalttığı gerçeği de önümüzde durduğu için konu hala tartışmaya açık.

Kanser ve ilaç ilişkisini araştırmak çok zor bir konu. Zira ilaçların tümör gelişimine etkisini incelemek yıllar süren bir sürecin titizlikle analizini gerekli kılıyor. Şimdiye kadar infertilite ilaçları ve kanser gelişimi arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmaların sonuçları hep çok çelişkili oldu. Araştırmaların hasta sayısı hem düşük hem de izlem süreleri yetersizdi.

30 Haziran’da Almanya’da ESHRE (European Society for Human Reproduction and Endocrinology) kongresi yapıldı. Burada konu ile ilgili çok geniş bir çalışmanın ilk sonuçları açıklandı.

Araştırma Amerika’da 1965 ile 1988 yılları arasında 5 farklı merkezde infertilite tedavisi görmüş 12.193 kadını içeriyor. Bu kadınlardan 9892’si 2010 yılına kadar kanser gelişimi açısından izlenmiş.

30 yıldan fazla izlenen bu kadınların 749 meme, 119 rahim ve 85 yumurtalık kanseri gelişmiş. Bu sonuçlar istatistiki olarak değerlendirildiğinde aşağıdaki sonuçlara varılmış:

1. Klomifen sitrat kullana kadınlarda meme kanseri riskinin 12 siklusu geçmediği sürece artmadığı görülmüş. Klomifen sitratı 12 siklustan fazla kullananlarda ise invazif meme kanseri riskinin arttığı görülmüş. Bu bilgi önemli gereksiz yere onlarca döngü klomifen kullanan hastalar görüyoruz. Sadece doğurganlığı arttırmadığı için değil, meme kanseri riskini de arttırdığı için bundan vazgeçilmesi gerektiği artık net olarak anlaşılmış durumda.

2. Klomifen sitrat ile rahim ve yumurtalık kanseri arasında ise hiçbir ilişki bulunamamış. Bu beklenen bir sonuç özellikle rahim kanseri açısından zira endometrium dediğimiz rahim içi dokuyu “inceltici” etkisi var klomifenin.

3. Sıklıkla tüp bebek döngülerinde kullanılan hMG ve FSH (gonadotropinler) kullanan kadınlar ile meme, rahim ve yumurtalık kanseri arasında ise hiç ilişki bulunamamış.

4. Sadece gonadotropinler ve klomifeni beraber kullanan ve gebe kalamamış kadınlarda belli oranda kanser riskinin arttığı saptanmış. Burada anahtar kelime “gebe kalamamış” olmak. Bu önemli zira araştırmacıların da vurguladığı gibi doğum yapmamış olmak hatta 35 yaş sonrası doğum yapmış olmak meme kanseri için ciddi bir risk faktörü. Dolayısıyla riski arttıran etken ilaçların kullanımı değil doğurganlığın olmaması olabilir.

Sonuçta araştırmacılar infertilite ilaçları ve kanser riski ilişkisinin devam eden yıllarda da mutlaka izlenmeye, araştırılmaya devam edilmesi gerektiğini vurgulamışlar.

Araştırma şu anda ilk sonuçlar itibarı ile kongrede yayınlanmış ve sonuçları önemli olsa da mutlaka yayınlanmış halini de okumak gerektiğini düşünüyorum.

Umarım sizi bunca tıbbi lakırdıyla sıkmadım. Kocaman sevgiler
İyi ki varsınız…

Kaynakça
1. ‘Reassuring’ Data on Fertility Drugs and Cancer Risk: Study. Medscape. Jul 09, 2014.
2. http://www.medscape.com/viewarticle/828013?nlid=61245_2043&src=wnl_edit_medn_obgy&uac=140550BT&spon=16

15 Temmuz 2014 tarihinde Süleyman Engin Akhan tarafından yayınlanmış ve 20 Şubat 2017 tarihinde de son güncelleme yapılmıştır.