Genital Siğiller, HPV ve Biz Faniler
Her faninin bir gün ölümü tadacağı gibi, cinsel aktif her faninin olmasa bile %50 ila 80’ninin genital HPV ile karşılaşacağı muhakkaktır. Yani en azından Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) akademik verileri böyle diyor.
WHO’nun “Globocan” verilerini incelemek sizler içinde ilginç olabilir. Bu site her türlü kanser açısından faydalı bir eser.
27 Şubat 2014 tarihinde yaptığım konuşmanın videosu ekte. Ama bazı noktaların altını çizmek gerekiyor. En azından konuşmam sırasında ifade etmeye çalıştığım noktaları daha iyi kavrayabilirsiniz.
Genital bölgenin HPV infeksiyonlarını, özellikle kadın söz konusu olduğunda, değerlendirirken iki ana başlık altında incelemek gerek: Genital siğiller ve Rahim ağzı kanseri ile öncülleri. Her iki patoloji farklı biçimde tedavi edilen ve izlenen klinik tablolar.
Bir diğer problem iç içe geçmiş olsalar da, meslektaşlarımın da kimi zaman karıştırdığı, klinik problemin tedavisi ile HPV infeksiyonlarının tedavisidir.
Kadınlar HPV ile karşılaştıkları ve infekte olduklarında, klasik ve sürekli her sitede yazdığı gibi tipine göre değişse de, 2 yıl içinde %92-95 vücutlarından virüsü atıyor, temizliyorlar. Ancak virüs temizlense dahi bu sırada onkojenik süreci yani servikal intraepitelial neoplazi sürecini (CIN I ve diğerleri) başlatmış olabilir.
Ya da tam tersine, hasta örneğin en tehlikelisinden HPV tip 16 taşıyor olabilir ama klinik bağlamda hiç bir problem çıkmaz ve smearleride temiz gelmektedir. Bazen ASCUS falan gelir ama kolposkopik bulgu yoktur.
Bununla beraber genital siğiller söz konusu olduğunda klinik sürecin tedavisi kadında ve erkekte son derece önemlidir. Konuşmamda da göreceğiniz gibi siğller doğru tip 6 ve 11 tarafından oluşmaktadır ancak burası önemli, daha sonra üzerine onkojenik HPV tipleri eklenebilir ve melez siğller ortaya çıkma ihtimali vardır.
Bu bilgiler son 1-2 yılın bilgileridir. Gördüğünüz gibi konu dinamik ve sürekli değişen bir bilgi akışı var. Ben çok değil bir yıl önce özellikle siğillerden tipleme yapmanın anlamsız olduğunu söylerken artık tipleme yapılması gerekir diyorum.
Ama önemli diğer bir nokta ise tiplemenin nasıl yapıldığı. Artık microarray yöntemi ile birden fazla tipin PCR ile saptanması mümkün ama maliyet fazla. Diğer taraftan klasik PCR’da en fazla replike edilen virüs tipi bildiriliyor. Neyse eskilerin dediği gibi “Bu pilav daha çook su kaldırır”
Siz videoyu izleyin. Sorularınızı beklerim. Buralardayım.
Sevgi ve saygı ile
İyi ki varsınız…
8 Mart 2014 tarihinde Süleyman Engin Akhan tarafından yayınlanmış ve 30 Haziran 2023 tarihinde de son güncelleme yapılmıştır.
