Serviks kanserinden korunma denilince ilk olarak PAp-Smear’den bahsetmek gerekir. Smear testi modern jinekolojinin son 100 yıl içinde kazandığı en önemli başarıdır. 1928 yılında Nicholas Papanicolaou tarafından servikal smear içinde habis hücreler gösterilmiştir. 1997 yılında Amerika’da yayınlanan bir araştırmada 1941 yılında pap-smear ile başlayan etkin serviks kanseri taraması sayesinde rahim ağzı kanserine bağlı ölümlerin 1.000.000’da 23.7’den 10.2’ye düştüğü gösterilmiştir ki bu inanılmaz bir rakamdır. Bugün için kanserden ölümü ve kanserin sebep olabileceği diğer morbidite nedenlerini ortadan kaldırdığı ispat edilmiş nadir yöntemlerden biri: Pap-smear’dir.
Aşağıdaki slaytta nasıl ve ne kullanarak smear alındığını görüyorsunuz
[clear]
O zaman Pap-Smear rahimağzı kanserinden korunmada temel faktörlerden biridir ve İKİNCİL KORUMA sağlamaktadır.
Günümüzde BİRİNCİL KORUNMA denildiğinde anlaşılması gereken RAHİMAĞZI KANSERİ aşılarıdır. Aslına bakarsanız “Rahi mağzı kanseri aşısı” terimi yanlış bir terimdir. Bu aşılar HPV virüsünün rahimağzı kanseri ve genital siğil yapan belli tipleri için geliştirilmiştir. Anlayacağınız HPV virüsünü hedeflyen aşılardır. Dolaysıyla kanseri belli oranda engelleseler de HPV’ye karşı geliştirilmiş aşılardır, HPV aşılarıdır.
Aşıların hedefi ergenler, seksüel açıdan aktif olmamış kadınlar olsa da, seksüel aktif kadınlarda da belli oranda koruma sağlar. Tip 16 ve Tip 18’e karşı aşılanan, ergen veya seksüel aktif olmayan kadının çapraz reaksiyonlarla beraber rahim ağzı kanserine karşı korunma oranı %81’dir. Seksüel aktif kadında ise bu oran Amerika verilerine göre %42 civarındadır. Size belki az gelebilir ama unutmayın ki her oran aslında hiç korunmamaktan daha iyidir. En azından benim fikrim böyle.
Sonuçta birincil koruma aşı, ikincil koruma ise Pap-smear’dir.
20 Temmuz 2012 tarihinde Süleyman Engin Akhan tarafından yayınlanmış ve 14 Şubat 2017 tarihinde de son güncelleme yapılmıştır.
